Türk toplumu nereye gidiyor! Eyüp Kabil. Ne oldu bu topluma böyle! Gözü dönmüş, azgın bir kavim görüntüsü veriyor. Toplumun genel ahlak yapısı erozyona uğramış. Hırsızlık, gasp, dolandırıcılığın yanı sıra intihar vakaları, saldırganlık, cinayetlerde de artış var. Her biri ayrı bir yazı konusu olan bu adli olaylar içerisinde son günlerde en çok gözümüze, çocuklara yönelik cinsel istismar haberleri çarpıyor. Adli sicil istatistik verileri de durumun vahametini gözler önüne seriyor. O verilere göre bir yıl içinde çocuk istismarına ilişkin 20 bine yakın dava açılmış. Resmi veriler, çocuklara yönelik cinsel istismar suçunda sürekli bir artış yaşandığını ortaya koyuyor. Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre, yılında çocuklara yönelik cinsel istismar suçundan toplam 18 bin dava açılmış. Bu davalarda 13 bin kişi çocuklara cinsel istismar suçundan mahkum olmuş. Cinsel istismar suçunun en fazla işlendiği il ise İstanbul. İstanbul'u İzmir ve Ankara izliyor. Çocukların cinsel istismarı çerçevesinde açılan dava sayısı yılında 2 bin iken, yılında açılan dava sayısı 16 bin 'ye yükselmişti. Adalet Bakanlığı verilerine göre bu dönemde çocuklara yönelik cinsel istismar davalarında yüzde 'lik bir artış yaşanmış. Ama sadece Karamanda bir vakıf çalışanının 45 çocuğa cinsel istismarda bulunmasını, Kayseri'de liseli Cansel'in intiharı ile gün yüzüne çıkan çirkin olayı ve daha nicelerini de ilave edersek sayının daha da yükseleceği tahmininde bulunmak hiç de güç olmayacaktır. Son günlerde artan çocuk istismarlarının araştırılmasına yönelik nihayet TBMM'de komisyon kurulmasına karar verildi. Komisyon, iddiaları araştıracak ve Kayseri Dindar Nesil Seks hazırlayarak ilgili makamlara iletecek. Umarız komisyonun çalışmaları olumlu sonuçlar verir. Başta sorduğum soruya tekrar dönmek istiyorum. Ne oldu bu topluma, Türk toplumu bu hale nasıl geldi? Dindar oldukları için iktidara getirilen bir hükümete rağmen bunları niye yaşıyoruz? Yok, iktidar ne yapsın vatandaş bu pisliği yapıyor desek, öyleyse bu vatandaş niye yoldan çıktı diye sormadan edemiyoruz. Hükümetin gözü gibi korumaya çalıştığı bir vakıftan bile böyle sapık insan çıkıyorsa bu işte bir yanlışlık aramak gerekmez mi? Ben size ne olduğunu söyleyeyim. Hükümet tarafından yıllar içerisinde toplumun birçok değer yargısı altüst edildi. Helaller haram, haramlar helal oldu. Bazı din adamları Kayseri Dindar Nesil Seks yapana hırsız denmez" dedi. Bazıları "Şiileri öldürmek caizdir" dedi. Domuz eti serbest bırakıldı. Zinanın suç olması TCK'dan çıkarıldı. Besmele ile kilise açıldı. Papazların ettiği duaya âmin denildi. Ak Saray'ın açılışı Papa'ya yaptırıldı. Dinlerarası diyalog ve medeniyetler arası ittifak politikalarıyla İslam'ın içi boşaltıldı.
Bu arsızlıkta kırılma noktası çoktan başladı ama son günlerin sarsıcı gündemi haline gelen cinsel istismar konusunda böyle bir kırılma anı neydi diye düşündüğümüzde akla Diyanet İşleri Başkanlığının skandal fetvası geliyor. Devriye gezen polislerce suçüstü Bazı kadınlar Erdoğan için ağza alınamayacak taleplerde bulundu? Laiklik ilkesi, dinin özel alanda kalmasını hedefler. Son günlerde artan çocuk istismarlarının araştırılmasına yönelik nihayet TBMM'de komisyon kurulmasına karar verildi. Dolayısıyla son dönemdeki sekülerleşme ve laiklik tartışmalarının düğüm noktası, Türkiye gençliği açısından bu iki alanın kesişim noktasıdır.
Artık Yeter! Lanzarote Sözleşmesi hayata geçirilsin
Dolayısıyla AKP'nin veya bu hükümetin yapmaya çalıştığı bütün bu. Evlilik ve dindar kadına yönelik. 1. Önem. AKP Hükümeti dindar nesil yetiştireceğim derken eğitim sistemindeki yarattıkları kara delikle ve yok ettikleri ekonominin sonucu olarak ülkemizi uyuşturucu. Dahası, dosyaya giren çocuk sayısı Ancak 45 çocuğun cinsel istismara uğradığı iddiaları var. Savcılığın ve mahkemenin olayın üstüne. İnançlara kimliklere ve cinsel yönelimlere bakışta olumlu değişimler var. Bu araştırmanın amacı, evlilik süreci içerisinde dindar kadının eşi tarafından nasıl algılandığını araştırmaktır.Kuran kursu hocası Kız öğrenciye tecavüz Aydınlanma ve modernleşmenin düşünsel değerlerini tasfiye etme çabası ve inanç-ibadet gibi dini yapılarla bu alanın doldurulmaya çalışılması eş zamanlı yürümüştür. Başka öğrencileri taciz İmam Hatip Mez. Helaller haram, haramlar helal oldu. Milli sporculara çığ şoku. Bir kıza tecavüz Ak Saray'ın açılışı Papa'ya yaptırıldı. Hükümetin gözü gibi korumaya çalıştığı bir vakıftan bile böyle sapık insan çıkıyorsa bu işte bir yanlışlık aramak gerekmez mi? Ensar Vakfı yurdu. Bununla birlikte eğitim, AKP iktidarı için en kritik alanlardan biri olmuştur ve iktidara gelir gelmez pek çok yönden eğitimde muhafazakârlaşma uygulamalarına girişmiştir. Bahçeli, Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanlığının sert tepkileriyle hedef alınan çalıştayda, imam hatip öğrencilerinin dini bilgilerdeki tutarsızlıklar nedeniyle deizme kaydığı ve ders materyallerinin çocuklara uygun olmadığı tespit edilmişti. İşte bu sebeple bu ay da tecavüzcüler nasıl korunuyor sorusunu tartışmak istiyoruz. Ancak 45 çocuğun cinsel istismara uğradığı iddiaları var. Yermuk'teki köylere girdiler. Akın Göksu. Bu yüzden tecavüzcülerin korunması Karaman dosyasıyla başlamadı ve onunla da bitmez. Ne oldu bu topluma, Türk toplumu bu hale nasıl geldi? Üniversitelerde kuran kurslarının yaygınlaşmasına karşı mücadele, tarikatların üniversite yönetimlerinden ya da teknokentlerde sermaye örgütlerinden aldıkları ihalelere karşı demokratik-özerk üniversite, üniversite-sermaye işbirliğine karşı toplum yararına üniversiteyi savunma mücadelesiyle iç içe geçmelidir. Pek çok genç bu stratejinin etkisiyle muhafazakar değerlerin, mütedeyyin bir gençlik projesinin, mukaddesatçı bir yaşam tarzının da öznesi oldu. Toplumun çürümüşlüğünün fotoğrafıdır. Cinsel istismar suçunun en fazla işlendiği il ise İstanbul. Buldu, bekledi, avladı. Kız öğrenciyle ilişki Yorum bulunmuyor. Aile, mahalle, çalışma ilişkileri ya da başka türden sosyal çevrelerin baskıcı yönlerinin iktidarın dinselleşme stratejileriyle olan ortak paydaları, bugün artık genç kadınlar tarafından daha fazla dillendirilen ve hedef alınan bir noktaya gelmiştir. Dolayısıyla günümüz kuşağının siyaset, din, ideolojiler ile ilişkisindeki zayıflık ya da sorunlar bu bağlamda değerlendirilmelidir. Bu da gerçekten istismarın boyutlarının nereye vardığını görmemizi sağlayabilirdi.