Otostop candır diyerek başlayıp anlatmak istiyorum bu hikayemi. Yine bir g ü n nereye gitsem kiminle gitsem derken 4 kişi olduk. Onların neredeyse ilk otostopları, ç ıktık yollara. Sırılsıklam d ü şt ü m yollara. Normalde 4 kişi almaları ç ok zor ama kadın fazlalığından ve yağmurdan dolayı aldılar. İlk mesafemiz otobana kadar oldu. Y ü r ü meye devam ederken bir asker abimiz durdu, temiz y ü zl ü g ü zel bir abimiz. Pozantı girişine kadar bıraktı bizi. Sonraki muhabbetler; -Abi uzay bilimleri okuyorum ben. İndik ve y ü r ü meye devam ettik. Neyse bindik sanırsın Texas Katliamı testereler,bı ç aklar… Korktuk tabi bir de abi baya hızlı gidiyordu ve nereye gittiğimizi ger ç ekten bilmiyorduk nasıl bir yere varacağımızı da. Durduk tamam dedim gittik ç ocuklar testere sesi duyan? G ü vendeyiz neyseki ama nerede olduğumuzu bilmiyoruz. Pozantıdayız,dinlenme tesislerinin orada teşekk ü r ettik abiye, ç ok soğuktu ve hala sırılsıklamım, i ç eriden bir yere ge ç tik ç orba i ç elim dedik. Yanımdaki kadınlar bana kıyafet ö d ü n ç verdiler, değiştirmek i ç in mescidi kullandık yoksa para ö deyecektik, namaz kılar gibi girdik tabi ç ıkınca da Allah kabul etsinler havada. Ç orba alırken orada duran bir mikrofon g ö z ü me ç arptı kullanmasam i ç im buruk, ü zg ü n ayrılırım o kadar i ç imde kaldı. Sordum; -Abi bunu kullanabilirmiyim? Ç orbamı i ç erken bir yandan da mikrofonu kesiyorum gelen giden yok o arada biraz ekmek koyuyorum ç antama izin alarak,ordaki abi şalgam ısmarlıyor bir yandan,derken ç orba bitti vakit geldi ama kullanmasam i ç imde kalacak. Yavaş ç a yaklaştım eğildim kimse yokken abi geldi. Biz 4 kişi otostopla Ankara ya devam etmekteyiz,keyifli alışverişler dileriz,iyi akşamlar efendim. Derken 2 tane abi uzun hava ısrarında bulundular bir tanesi iş teklifi bile yaptı tabi patron geldi iş bitti kovulduk gibi bir şey oldu. İlk defa bu yoldan Ankara ya gideceğim o y ü zden emin olamadım nerden gideceğime y ü r ü meye başladık ö zg ü rce metre falan y ü r ü d ü kten sonra bir toros araba durdu 4 kişiyiz ö nce bi baktılar hepimize; -Nereye gen ç ler? Meğer sivil polislermiş toros arabanın gazabına uğradık ihbar etmişler bizi. O kadar sert yaklaştılar ki ceza yazacakken zar zor durdurduk ve onlara yaptıklarının yanlış olduğunu s ö yledik ç e daha ç ok sinirlendiler, kimliklerimizi kontrol ettiler baya bekledik,o sırada bir tanesi konuşmadan ç ekirdek yiyordu s ü rekli,sinirden yere bakarken kamyon farının vurduğu,bu kadar hengamenin arasında hayatta kalmaya ç alışan bir solucan g ö rd ü m o hengame,tartışmanın arasında polise d ö nd ü m ve; -Abi dikkat et solucana basma yazık dedim. Daha ç ok sinirlendiler bu kadar rahat olduğum i ç in,bir şekilde tartışmayla son bulan konuşmalardan ö z ü r dileyerek ayrıldılar biz de kamyonumuza kaldığımız yerden devam ettik, etmez olaydık, nezarethanelere d ü şeydik de binmeyeydik. Oldum olası sevmemişimdir siyaseti, ama doğru ama yanlış. Amca da bir siyasettir tutturdu ateşli ateşli anlatıyor s ö z ü m ü z ü kesiyor hatta telefonlarımıza bile dokundurtmuyordu. Bir ara kamyonu durdurdu oturduğu yerden ayağa kalktı eski bir dergi ç ıkardı s ö Hapishanedeki Kadınların Seks Hikayeleri kanıtlama ç Hapishanedeki Kadınların Seks Hikayeleri başladı ve bir daha susmadı. Camdan dışarıyı izlemem bile problemdi onun i ç in artık sinirden g ö zyaşıma engel olamıyordum ki arkadakilere mesaj attım Ankara ya kadar yapamayız b ö yle bir dinlenme tesisinde inmekte karar kıldık. Bir hışımla kendimizi petrol ofisine atalım derken orada duran bir araba dikkatimi ç ekti kırmızı plakalı milletvekili arabası belli,durur muyum? Arkada 4 ö nde 2 kişi oturuyoruz dipdibe. Vekil sağımda kızlar solumda arası bazen alarm ç alarak Ankara ya u ç uyoruz resmen. Ç antalarımız bagaja alındı tabi ama ekmeğim yanımdaydı vekile ikram ettim bir kuru ekmek. Yolda baya sohbet etme fırsatımız oldu onlar da deli olduğumu teyit ettiler,tesad ü fen Mersin den geliyorlarmış onlar da. Hapishanedeki Kadınların Seks Hikayeleri Roman olduğu i ç in Mersindeki Roman radyosunun a ç ılışına gelmiş. Ö ğ ü t vere vere gitti vekil ama ç ok m ü tevazi ve iyi bir insan olduğunu s ö ylemeliyim. Gideceğimiz yere kadar bile bırakıldık, ö nce arkadaşlar sonra ben İstanbul yoluna. Ö ğ ü tler i ç inde g ü venli bir şekilde yol arkadaşımın yanına bırakıldım.
İstanbul sözleşmesi de bunu çok net olarak söylüyor. Onun için kanundaki yaşı topluma benimsetmek için hiç bir şey yapılmadığı gibi, aleyhine dev bir propaganda mekanizması çalıştırılıyor. Bu ülke güzel insanlarını bir şekilde cinayetlere kurban veriyor, katliamlara kurban veriyor. Öyle değil mi? Dört aşamalı cezanız infaz ediliyor yani. Örneğin; bir yandan kamuyu istihdamda öncelik ve kota konusunda zorlarken, sivil toplum örgütleri olarak bir kadın mahpusa iş, barınak ve şiddete karşı güçlenme ve koruma sağlayarak örnek oluşturabilir, dayanışma pratiğini başlatabiliriz.
Related papers
Otostop candır diyerek başlayıp anlatmak istiyorum bu hikayemi. Genelevindeki kadında durumu anladığında çok iyi ilgilenmiş olacak. Tabii mahkumlardan bazıları uzun süre cinsellik yaşamadığı için pembe odalarda bazı sorunlar yaşadığını dile getirmiş çünkü zaman kısa. Bu. Kadınların cezaevi anlatılarının geçmişe dair bilmediğimiz ne çok şey anlattığını söylemeye gerek var mı? Bu çalışmada, kadınların iki fonksiyonu olduğu; ya. Yine bir gün nereye gitsem kiminle gitsem derken 4 kişi olduk. Yaşar'ı da götürmüşler. Gençler bir defasında şehre geneleve gitmişler.Cezalar çok ağır. İlk fırsatta geri alınacak diye. Yargı ve infaz kurumlarının birbiriyle ilişkisi ne düzeydedir? Yani dibine kadar her şey yaşanmış. Bunun yapının patolojik yanından kaynaklandığını düşünüyorum. İnsanın değerini koruması beklenen yasalarla her gün onlarca hak ihlali yine cezaevi uygulamalarında yer almaktadır. Arzu Semender. Orta vadede ise yine dayanışmacı sosyal ekonomi modelleri içinde çözümler düşünmeliyiz. Oysaki bu yaşananların sinyalleri çok daha önceden verilmişti. Şu şekilde: tayin için mahkûmun babasına ulaştık, tayin işlemleri sağlandı. Ama millet dediğimiz şeyin yarısı kadın. Yok mu, hiç mi yok ya da bir torbaya dolduralım deyip, kadınlar lehine zaten hiç düşünme gereği mi duyulmuyor? Düşmanlık boyutlarına gelen cinsiyetçiliğin olası sonuçları, tarım ilaçlarının arıları yok etmesinin sonuçları gibi yıkıcı bir etkiye sahip. O gardiyanlar hapishanelerde silah taşıyabilecek, içeride köpek kullanılabilecek. Sosyal ve kültürel etkinliklere katılım ve havalandırmaya çıkarılmayla ilgili çok ciddi problemler var. Harika bir tesis gibi görünüyor ama [dikkat edilmesi gereken] oranın nasıl işlediği, nasıl kullanıldığı. Tane tane, tek tek, ince ince… Mektubu haber yaptık. Önce bizler, hak savunuculuğu yapan tüm örgütlenmeler ve kişiler bu yüzleşmeyi başarmalıyız. Bu adamın korkusu ile devletin korkusu arasında hiçbir fark yok. Bunu duymak için kadınların karakola gitmesi gerekmiyor. Sürekli onu paylaşırız, hem sosyal medyada hem gördüğümüz her hapishane personeline ulaştırmaya çalışırız. Buraya kadar giden bir kontrol mekanizmasından söz ediyoruz. Çünkü " hastanemizde kürtaj yapılmıyor" deniyor. Bu açıdan sözü geçen insanlara kendi aralarında iş alanları yaratılabilir. Onu bilmiyorum artık sinirim bozulduğu için kontrol etmedim. Yargılama süreçlerinde etkin olarak rol olan bir meslek mensubunun cezalandırma süreçlerindeki etkinliğini, yargılamadan farklı amaç ve kültürlere sahip hapishane idaresinde de sürdürmesi menfaat çatışmasının yanı sıra mesleki formasyon bakımından da sorunlar yaratmaktadır. Mahpus kadın sayısına oranla sosyal çalışmacı, psikolog, psikiyatrist sayısı yeterli değildir. Uzun bir süreç, kolay değil, karşıdakiler çok güçlü ama yapacağız. Bu kafanın değiştirilmesi gerekiyor.